“Eğitimin sırrı öğrenciye saygı göstermektir. Onun neyi öğrenip öğrenmeyeceğine, ne yapması gerektiğine karar vermek sana düşmez. Bu zaten seçilmiş ve alnına yazılmıştır ve sadece kendisi, kendi gizinin anahtarına sahiptir.” Amerikalı eğitimci Lynn Stoddard öğrenci odaklı eğitim ile ilgili kısa yazısını sizin için Türkçeleştirdik.
Lynn Stoddars*
Birkaç gün sonra yeni bir okul yılı daha başlayacak. Her zaman alışageldiğimiz gibi bir sene mi olacak? Utah’da konu-odaklı, öneceden belirlenmiş müfredata öğrencileri uydurmak isteyen bir sistem var. Siz, her bir öğrencinin kendi benzersiz ve sınırsız potansiyelini geliştirmeyi hedefleyen bir sistemi tercih etmez misiniz?
Ralph Waldo Emerson’un sözlerine bakalım: “Eğitimin sırrı öğrenciye saygı göstermektir. Onun neyi öğrenip öğrenmeyeceğine, ne yapması gerektiğine karar vermek sana düşmez. Bu zaten seçilmiş ve alnına yazılmıştır ve sadece kendisi, kendi gizinin anahtarına sahiptir.”
Emerson’un sözlerinin doğru olduğunu düşünürsek çocuğun ne öğreneceğine ve ne yapacağına kim karar verecek? Şu anki zorunlu, konu odaklı sistemde öğrencinin ne bilmesi gerektiğini ve neler yapabileceğini dereceli bir puanlama sistemi ile uzmanlar belirliyor. Konu içeriği, öğrenci sınıfa adım atmadan önce belirleniyor.
Bunu tam tersi öğrenci merkezli bir sistemdir ve bu sistemde öğretmen öğrencisini tanıdıktan ve neler yapabileceğini anladıktan sonra konular seçilir.
Öğrenci merkezli eğitim sisteminin merkezinde öğrenci vardır. Ben ilkokuldayken, okul müdürü ve öğretmenler, okul başladıktan kısa bir süre sonra her bir öğrenci hakkında daha çok bilgi edinebilmek için öğrencilerin velileri ile görüşmeler yapardı. Bu sayede bir işbirliği sağlanır ve böylece öğrencilerin, insanlığın üç harikulade özelliği olan kimlik, sorgulama ve etkileşim özellikleri ile büyümelerine yardımcı olunurdu. Kimlik üzerine yoğunlaşmak bize her bir öğrencinin benzersizliği ve bireyselliğini yakından inceleme fırsatı verdi.
İşte bu, konu odaklı eğitim ile öğrenci merkezli eğitim arasındaki çok büyük farkı keşfetmemizi sağladı: Öğretmenler ve veliler bireysel potansiyelin gelişmesi için beraber çalıştıklarında, konu-odaklı içerik bir hedef olmaktan çıkıp; öğrencilerin, insanlığın mükemmelliğinin çeşitli boyutlarında hizmet edebilmeleri için bir araç olmaya başlıyor. Öğrencilerin kendi benzersiz yetenek ve özelliklerini geliştirebilmeleri için istedikleri sayıda konu seçme şansına sahip olmaları gerekiyor.
Öğrencilerin okuma, yazma ve aritmetiği öğrenmek zorunda olmadıklarında bunları daha kolayca öğrenmeleri ilginç bir paradoks. Çocuklar, esas odakları meraklı araştırma olduğunda temel becerileri öğreniyorlar. Çocuklar, harika sorular sormayı öğrendiklerinde ve sessiz bir okuma alanına sahip olduklarında birer kitap kurduna dönüşüyorlar.
Bazı öğretmenler kim, ne, nasıl, ne zaman, nerede, hangi, mı, mi gibi soru cümleciklerini öğreterek çocukların bilgi toplama gücününü destekliyor. Öğrenci merkezli eğitimin karakteristiklerinden biri de öğretmen ve velilerin önemli sorular sorma gücünü geliştirmeleri.
Sınırlı ve önceden seçilmiş zorunlu bir müfredatı kullanmak yerine, çok çeşitli konuları öğrencilerin birey olarak yetişmeleri için araç olarak kullanmak, epey büyük bir fark yaratıyor. Bunu mümkün kılmanın yolu da öğretmenlerin veliler ile konuşmasından ve onlarla işbirliği yapmasından geçiyor. Öğrenci velileri ile öğretmenlerin bir tam gün bir araya gelip çocuğun kim olduğu ve çocuğun kendi benzersiz potansiyelini ortaya çıkarmasına nasıl yardımcı olabilecekleri konularında konuşması gerekiyor.
Çocuk merkezli eğitimde bir kaç sene daha geçirince, dört başka harikuladelik boyutu daha eklendi: İnsiyatif, hayal gücü, sezgi ve bütünlük. Kimlik, sorgulama ve etkileşim ile birlikte bu yeni özellikler de öğrenci odaklı, bireyselleştirilmiş eğitimin genel çerçevesini oluşturuyor. Öğretmenler ve veliler işbirliği yaptığında öğrenciler, insanlığın harikuladeliğinin artık yedi tane diyebileceğimiz gücüyle büyüyor ve okullar daha ilginç, heyecan verici ve eğlenceli hale geliyor.
*Lynn Stoddard, emekli bir eğitimci olarak, “Educating for Human Greatness” isimli kitabın yazarıdır ve öğrenci odaklı eğitim ile ilgili sayısız makalesi bulunmaktadır.
Kaynak: http://www.standard.net/Guest-Commentary/2014/08/13/Schools-that-nurture-individual-greatness.html
Çeviri: Ayşe Musal