Doğa Tedavisi: Öz Disiplini Daha Yüksek Çocuklar (ve Yetişkinler!) Yaratmak

Doğa Tedavisi: Öz Disiplini Daha Yüksek Çocuklar (ve Yetişkinler!) Yaratmak

Öz disiplin konuşması eğlenceli bir konu değildir; çoğu insan, ister fazladan bir tane kurabiyeyi gizlice aşırmak ya da bir pastanın yarısını yemek olsun, her zaman öz disiplinleriyle ilgili çeşitli sapmalar yaşar. Böyle anlarda, sanki bu kolektif karakterimizdeki zayıflığın bir göstergesiymiş gibi oldukça suçlu hissetme eğilimi gösteririz. Neyse ki araştırmalar disiplinli olmaya, memnuniyetimizi ertelemeye veya sıkıcı bir projeye konsantre olmaya yardımcı olan iç mekanizmamızın, konudan kopmadan önce birçok şeyi kavrayabileceğini gösteriyor. Bu “zihinsel kasın”, okulda veya işte geçen bir gün gibi uzun kullanımlardan sonra yenilenmesi gerekiyor. Ne yazık ki öz disiplin, hedeflerimize ulaşmak, beladan uzak durmak ve genellikle sözlerimiz ve eylemlerimiz hakkında daha fazla derinleşmek için kullandığımız beceridir; bir işi bitirmek için ona gerçekten ihtiyacımız olduğu ortada. Şansımıza, bu zihinsel yorgunluğun bir tedavisi var: doğa! Araştırmalar doğa manzaralarının, odaklanma ve kararlılık gücümüzü geri kazanmamızda gerçek anlamda doğanın içinde ve onunla etkileşimde bulunmak kadar etkisi olabileceğini göstermekte.

Bizi disiplinli yapan nedir? diyerek başlayalım. İnsana özgü bu özelliğin üç ana bileşeni olduğu söylenir: dikkati bir noktada toplama (konsantrasyon), ilkel dürtüyü dizginleme ve hazzı erteleme. Bunların her biri, daha iyi bir şey uğruna faydasız eğilimleri aşmamıza yardımcı olan farklı öz disiplin biçimleridir. Konsantrasyon, zihnin başka yerlerde gezinmesini ve sıkılmış, hüsrana uğramış veya yorgun olmasına rağmen odaklanabilmeyi gerektirir. Konsantre olamayacak kadar fazla zihinsel yorgunluk yaşadığımızda, bir işi başarabilmek için saatler harcayabilir fakat bu işi asla gerçek anlamda bitiremeyiz; aynısı bir ders kitabına saatlerce bakıp asla gerçek anlamda öğrenemeyen çocuklar için de geçerlidir. İlkel dürtüleri dizginlemek, bir soruna verdiğimiz ilk tepkiyi görmezden gelmeyi ve alternatif çözümler düşünme becerisini gerektirir. Bu durum bizi daha sağduyulu yapar; dürtüselliğin riskli davranışla bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Hazzı ertelemek, sabırsızlığın üstesinden gelmeyi ve uzun vadeli hedefler yerine kısa vadeli ödülleri tercih etme eğilimini gerektirir. Öz disiplinin bu üç yönü, aynı zamanda öfkeyi kontrol etme ve çatışmayla başa çıkma becerisiyle de bağlantılıdır.

Araştırmalar, bu üç öz disiplin biçiminin doğada veya çevresinde harcanan zamanla yenilenebileceğini ileri sürüyor. Bu yeni bir çalışma değilse de, uygulamalar belirli bir zamana ait değil. Illinois Üniversitesi Urbana-Champaign’deki bilim insanları yetersiz hizmet alan kentli gençlerle, onların öz disiplinini neyin etkilediğini kavramaya çalışan bir inceleme yürüttü. Akademik başarıdaki yetersizlik, çocuk suçluluğu ve ergen hamileliği gibi çıktılar, yetersiz hizmet alan birçok genç için risk faktörleridir ve genellikle öz disiplin seviyeleriyle tahmin edilebilir. Bu nedenle gençler arasında bu becerinin nasıl artırılacağını anlamak çok önemlidir. Bu çalışma özelinde, araştırmacılar doğada özel konutların bulunduğu yerlere odaklandı; katılımcıları cinsiyete göre ayrı ayrı inceleyerek, doğaya yakın evleri olan ya da yapay çevre manzarasına sahip bir kentli gençlik örneğinin öz disiplin becerilerini ölçtüler. Sonuçlar, kızlar için evlerine yakın olan doğanın, üç öz disiplin biçiminin her biri ile sistematik olarak ilişkili olduğunu göstermektedir; kızlar, yapay çevre manzarasına sahip olanlara göre test puanlarında önemli gelişmeler gösterdi. Oğlanlarda, eve yakın doğa ile sonuçlar arasında herhangi önemli bir ilişki görülmedi.

Peki, doğa ile dikkat arasındaki bu ilişki nedir? Çevremizde hareket eden nesneler, parlak renkler gibi belli unsurlar, hiçbir çaba harcamadan bir araya gelip istemsiz olarak dikkatimizi çeker. Bizi istemsizce çekmeyen nesneler içinse dikkati yönlendirme gücümüzü kullanırız. Doğal ortamlar genellikle dikkatimizi istemsizce çektiğinden, dikkatimizi yönlendiren zihinsel kasların iyileşmesinde rol oynar. Doğaya ve doğal çevreye çeşitli şekillerde maruz kalmanın onarıcı olduğu görülmüştür. Ayrıca, dikkat güçlüğü çeken çocukların doğal ortamlarda gerçekleşen etkinliklere katıldıktan sonra normalden daha iyi performans sergilediğini gösteren araştırmalar da yapılmıştır. Aynı çalışma, bir çocuğun her günkü oyun ortamı ne kadar yeşilse, genel olarak dikkat sorunlarının da o ölçüde daha az şiddetli olarak derecelendirildiğini bulguladı. Genel olarak ele alındığında, bu kanıtlar, doğayla düzenli temasın hem çocuklarda hem de yetişkinlerde öz disiplin ve yönlendirilmiş dikkati yeniden canlandırmak için çok önemli olduğunu göstermektedir. Araştırmacılar, oğlanların kızlarla aynı ölçüde faydalanmaları için doğa ile daha fazla doğrudan temas kurmalarının gerekliliğini kuvvetle önerse de, öne çıkan çalışmada kızlar ve oğlanlar arasındaki eşitsizliğin kesin bir açıklaması yok.

Çocuğunuzun her gün doğada geçirdiği zamanı artırmak, bu çalışmanın önerdiği faydaları elde etmenin harika bir yoludur. Çocuklar daima stres ve kaygı ile mücadele ediyorlar. Üstelik tüm gün hareketsiz oturmaları ve büyük miktarlarda bilgiyi işleyebilmeleri, sonra da eve gidip ev ödevi yapabilmeleri bekleniyor. Bu kadarı, birisinden istemek için çok fazla. Zihinlerini nasıl yeniden canlandıracaklarını bilmek, çocuklar için önemli bir beceridir. Ek olarak öz disiplini yüksek çocuklar, olumsuz akran baskısına direnmeye ve akademik başarıya ulaşmaya daha yatkındır. Beyinlerimizin nasıl çalıştığını – ve optimum düzeyde çalışmalarına nasıl yardımcı olabileceğimizi – anlamak hem çocuklar hem de yetişkinler için yararlıdır. Hepimiz gündelik hayatımızda bir miktar doğayı kullanabiliriz; kendinizin ve ailenizin günlük dozda doğaya maruz kaldığından ve bu sayede beyninizin en iyi performansta çalışmasını sağladığınızdan emin olun.

İşte ailenizin doğal dünyaya katılımını artıracak birkaç yol:

1. Dışarı çıkın: Doğanın nimetlerinden faydalanmanın en iyi yolu, onunla iç içe olmaktır. Dışarıda ailecek oyunlar oynayın, bir ağacın altında kitap okuyun ya da sadece keşfedin. Aileyle birlikte ya da yalnız başına dışarıda olmak… ikisi de çocuklar için harika bir deneyimdir. 

2. Dışarıyı içeriye getirin: Evin içinde de doğa manzaraları yaratılabilir. Birkaç güzel ev bitkisine yatırım yapın, kendi ellerinizle soğan çiçeği ekin, çiçekler satın alın ya da toplayın veya duvarlarınıza doğadan ilhamla yaratılan sanat eserleri asın (ve hatta kendiniz yapın). Dışarıdan bir parçayı içeriye taşımak, birilerinin yüzüne bir gülümseme kondurmanın güzel bir yoludur. 

3. Alanınızı yeşillendirin: Bahçenizi yeşillendirmek için profesyonel bir peyzaj ustası olmanıza gerek yok. En küçük bahçe bile bir ağaç veya biraz yeşille iyileştirilebilir. Bahçenize kuşları ve diğer canlıları çekmek için bir veya iki ağaççık ekleme fikrini değerlendirin. Bir apartman dairesinde veya değiştirilemez başka bir alanda mı yaşıyorsunuz? Pencerenizin önüne çiçek ekili saksılar eklemeyi deneyin veya kuşlar için kırıntılar serpiştirin – doğadan ufacık bir parça bile bir fark yaratır!

4. Oturduğunuz çevredeki parkları ya da yeşil alanları ziyaret edin: Ailenizle mahallenizin yakınlarındaki  parka veya diğer yeşil alanlara bir keşif gezisi düzenleyin. 

5. Doğa ile ilgili okumalar yapın: İyi bir kitapta kaybolun – ailecek bir kütüphaneyi ziyaret edin ve doğa temalı şu klasiklerden bazılarına göz atın;  Frances Hodgson Burnett – Gizli Bahçe, Jean Craighead George – My Side of the Mountain, The Yearling veya Hatchet, Gary Paulson.

(Önerilere denk sayılabilecek bazı Türkçe kitaplar: 

Walden, Henry David Thoreau, Zeplin Yayıncılık – Sessiz Bahar, RachelCarson, Palme Yayıncılık – Bir Kum Yöresi Almanağı, Aldo Leopold, İşbankası Kültür Yayınları  – Doğanın Gizli Bahçesi, Edward O. Wilson, Say Yayınları – Doğadaki Son Çocuk, Richard Louv, Tübitak Yayınları) 

6. Okulların etrafındaki doğa manzaralarını destekleyin: Okulların dışındaki doğa manzaraları da önemlidir. Avlu ve sınıf ağaçlandırmalarını destekleyin, baharda çiçek dikmeye gönüllü olun ve okulunuzun aile birliğine katılın. Okullarda doğa için mücadele vermenin en iyi yolu, sizinle benzer düşünen diğer ebeveynlerle birlikte olmaktır.



Kaynak: https://phippsscied.wordpress.com/2014/11/04/the-nature-cure-creating-more-self-disciplined-kids-and-adults/

Çeviri: Seda Savaş

Düzenleme: Cem Demirayak

Son okuma: Özge Oğuz 

Facebook
Twitter

Son Yazılar

Kütüphane

Kronolojik Sırayla Üretimlerimiz

2010 yılında kurulan BBOM Derneği’nin vizyonu yıllar içinde çeşitli şekillerde tamamlandı, genişledi. Bugün geldiğimiz noktada katılımcı ve barışçıl öğrenme toplulukları vizyonuyla çalışırken bu yolculuğun meyvelerini

DAHA FAZLA»
Kütüphane

Arşiv: BBOM Güncel Okumalar ve Çeviriler

Doğu ve Batı Kültürleri Öğrenmeyi Nasıl Ele Alıyorlar? “Eğer Çocuklarımıza Barışı Öğretmezsek, Bir Başkası Onlara Şiddeti Öğretecektir” Çocukların Öğrenme Sürecini Anlamada Gözlem, Yorum ve Dökümantasyon

DAHA FAZLA»
Demokratik Yönetim

Bir İş Bölümü Çerçevesi: Sosyokrasi

BBOM Derneği ve BBOM Öğretmen Köyü Topluluğu üretim ve iş bölümü süreçlerinde somut bir yöntem olarak Sosyokrasiyi uygulamaktadır. Sosyokrasi topluluktaki üretim alanlarının, rollerin ve sorumlulukların

DAHA FAZLA»
Öğretmenlik

Şefkatli Eğitmen Olmak için

Şefkatli Eğitmen Serisi, Şefkatli Sınıf Kitabı’nın yazarları Sura Hart ve Victoria Kindle Hodson’un aynı isimli mailing serisinden çevrilerek, ilişki temelli öğretmenlik ve öğrenme konularında öğretmenlerle

DAHA FAZLA»