Belki de çocukluk, sınav sonuçları ve yüzdelerle değil,
İnşa edilen gizli kalelerin sayısı,
Sayılan gece yıldızlarının miktarı,
Geceleyin kamp ateşinin çıtırtı sesleri,
Üzerinden atlanan taşların sayısı,
Pişirilen çamurdan turtalar,
Atlanan dalgalar,
Koşulan yollar,
İncelenen böcekler,
Yakalanan kelebekler,
Ve suya atılan oltalar
ile ölçülmelidir.
Belki de çocukluk,
İçinde hoplanan su birikintilerinin,
Tırmanılan ağaçların,
Diz sıyrıklarının,
Atılan topların,
Beslenen ördeklerin,
Toplanan çubukların,
Üzerinden aşağıya yuvarlanılan yamaçların,
Uçurulan uçurtmaların,
Güneşte yapılan şekerlemelerin,
Yapılan kumdan şatoların,
Ve yakalanan kerevitlerin
miktarı ile ölçülmelidir.
Belki de çocukluk,
Ayak parmaklarının altındaki çimenler,
Çizmelerin altındaki kar,
Saçtaki rüzgâr,
Sonbaharda yaprak yığınlarının üzerine atlamak,
Tende güneş
Ve dillerde yağmur damlaları
gibi hissedilmelidir.
Belki sınav sonuçları çocuklarımızın çocukluğunun en iyi ölçüsü değildir.
Kaynak: http://1000hoursoutside.com/2015/02/24/the-true-measure-of-childhood/
Çeviri: Gülçin Çakan Akdoğan